Yöresel Yemeklerimiz;

Ülkemizin farklı yörelerinin farklı yemekleri vardır. Yörenin yemekleri o bölgenin coğrafi özellikleri ile yakından ilgilidir. Örneğin hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde et yemekleri; zeytinin çok yetiştirildiği Ege’de zeytinyağlı yemekler; balıkçılığın sıkça yapıldığı ve yoğun mısır yetiştirilen Karadeniz Bölgesi’nde hamsili, mısır unlu, lahanalı yemekler, tahılın bol yetiştirildiği İç Anadolu’da hamur işi yemekler, Akdeniz’de ise bulgurun kullanıldığı yemekler yoğun olarak pişirilmektedir.

TANINMIŞ YEMEKLER&TATLILAR VE YÖRELERİ
Yemek&Tatlı adı Yöresi
Mantı Kayseri
Kebap Adana
Cağ Kebabı Erzurum
Künefe Hatay
Baklava Gaziantep
Çiğköfte Şanlıurfa, Adıyaman
Perde pilavı Siirt
Tantuni Mersin
Otlu Peynir Van
Hamsili Pilav Trabzon
Dondurma Kahramanmaraş
Kaymaklı ekmek kadayıfı Afyon
Pişmaniye Kocaeli
Kestane şekeri Bursa
Kadayıf dolması Erzurum

Halk Kavramı Nedir;

Halk kavramlarının tümü aslında çeşitli sosyal bağlar ile ölçülür. Psikolojik ve alevi bağları körükleyen etken ailevi bağların tamamen birbirine bağlılığıdır. Kimi zaman kavramlar birbirine karışsada çoğu zaman halk içinde bu çabuk unutulmaz.

Çabuk unutulmayan halk kavramı her zaman ailevi bağları kuvvetlendirir.

Pembe Kurdele Ne Demek?

pink-ribbon-1762001_960_720

 

Pembe kurdeleile ilgili bilgiye, Türkiye ve dünya üzerindeki çok sayıda insan sahiptir. Bununla birlikte, pembe kurdele nedir şeklinde sorular da yok değildir. Bundan dolayı, sizlere pembe kurdelehakkında kısa bilgiler vermek istedik:

Pembe kurdele, göğüs kanseri ile savaşımın bir simgesi olarak bilinmektedir. Çünkü göğüs kanseri, dünya üzerindeki pek çok kadın arasında büyük bir hız ile yayılan bir kanser türü olarak bilinmektedir. Pembe kurdele, özellikle Ekim ayında gündeme gelmektedir; ve 1 Ekim ile 31 Ekim tarihleri arasında, kadınların göğüs kanserine karşı bilinçlenmelerini sağlamak amacı ile, Farkındayım Korkmuyorum kampanyası çerçevesinde herkese yayılmaya çalışılır.
Şimdi sizlere, Türkiye Meme Vakfı’ndan olan Doktor Can Gürbüz’ün anlattığı; ve yayılmasını istediği bir hikayeden bahsetmek istiyoruz. Türkiye Meme Vakfı dahilinde çalışmalar gerçekleştiren Doktor Can Gürbüz: bir mumun, başka bir mumu yakarken hiç bir kayıp yaşamadığını belirtiyor; bu nedenle, bizlerin de, göğüs kanseri bilinçlendirme konusunda bir katkımız olmasını istiyor; ve işte şu hikayeyi, göğüs kanseri bilinçlendirme çerçevesinde bizlerle paylaşarak, Farkındayım Korkmuyorum kampanyası ile, pembe kurdele kampanyasına destek vermeye davet ediyor:
Orta yaşlı bir adam bir cafe’ye giderek oturuyor; ve bu sırada yemek ve içmek üzere istediği şeyleri sipariş ediyor. Orta yaşlı adamın yan masasında da bir grup genç oturuyor; ve sürekli adama bakarak kendi aralarında gülüşmeye başlıyorlar. Bunun üzerine adam dayanamıyor; ve lacivert ceketine takmış olduğu pembe kurdeleyi göstererek, gülmelerinin sebebinin bu pembe kurdele olup olmadığını soruyor. Gençlerden bir tanesi de, gayet rahat bir tavırla: ”lacivert cekete pembe kurdele çok yakışmış” diyerek yeniden gülüyor. Bunun üzerine orta yaşlı adam, kendisi ile dalga geçen genci masasına davet ederek, pembe kurdelenin anlamını açıklamaya karar veriyor. Genç bu sefer de çok utangaç bir halde adamın masasına gidiyor.
Orta yaşlı adam, pembe kurdelenin, göğüs kanseri bilinçlendirmesi için, farkındayım korkmuyorum kampanyasına destek vermek adına takıldığını; her sene Ekim ayında bu uygulamanın gerçekleştiğini anlatıyor. Genç yeterince mahçup olmuşken, orta yaşlı adam, pembe kurdeleyi annesi için taktığını söylüyor. Genç üzülüyor. Adamın annesinin göğüs kanseri nedeniyle öldüğünü sanıyor. Oysa ki adamın annesinin göğüs kanseri ile ilgisi yok, annesi göğsünde bebekken kendisini çok uyuttuğu, kendisinin annesinin göğsünde huzur bulduğu; ve annesinin göğsünde beslendiği için, annesinin göğüslerine zarar gelmemesini dileyerek pembe kurdeleyi taktığını belirtiyor.
Orta yaşlı adam, gence, pembe kurdeleyi karısı için de taktığını söylüyor. Genç, adamın eşinin göğüs kanseri ile mücadele etmediğini dilediğini söylediğinde ise adam, eşinin de göğüs kanseri ile alakası olmadığını, 23 sene önce, göğüsleri ile kızını beslediğini; bu nedenle de eşine minnet duyması ve göğüslerinin sağlıklı olmasını dileyerek pembe kurdele taktığını anlatıyor.
Bunun üzerine genç adam, orta yaşlı adamın, pembe kurdeleyi kızı için de taktığını söylüyor; ancak orta yaşlı adam, hayır, diyor…: ”Kızımı, göğüs kanseri nedeniyle bir ay önce kaybettim. Yaşı genç olduğu için, göğsündeki kitleyi önemsememiş. Önemsediğinde ise çok geç kalınmıştı…”
Pembe kurdeleye destek vermek ve Farkındayım Korkmuyorum kampanyasına katılmak için, yazımızı Facebook profillerinizde paylaşabilir, Ekim ayında yakanıza küçük bir pembe kurdele takarak, pembe kurdeleye destek vermek adına bir adım atabilirsiniz. Unutmayın, göğüs kanseri hepimize çok yakın…

Sakarya Nehri Nedir;

Sakarya Nehri

Kızılırmak

Kızılırmak Nehri Türkiye topraklarından doğarak yine, Türkiye topraklarından denize dökülen en uzun akarsudur. Uzunluğu 1.355 km’dir. Deniz taşımacılığı için kullanılmaz. Başlıca kolları Delice Irmağı, Devrez ve Gökırmak’tır.

 

Fırat Nehrinden

Fırat Nehri Türkiye’nin en verimli ve su potansiyeli en yüksek ırmağıdır. Siverek ilçesi, Dağbaşı Bucağı yakınındaki Maktalan civarında Şanlıurfa topraklarına giren Fırat nehri Adıyaman ve Gaziantep il sınırını belirledikten sonra Suriye topraklarına girer, Basra Körfezi’ne dökülür.

 

Türkiye

‘nin en uzun, Kuzeybatı Anadolu’nun ise en büyük akarsuyudur. Uzunluğu 824 km olup, beslenme havzasının genişliği 53.800 km2 dir. Afyon’un kuzeydoğusundaki Bayat Yaylası’ndan doğar. Kuzeybatı Anadolu bölgesinin en önemli nehridir. İstiklal Svaşında, civarında geçen muharebelerle daha çok tanınan Sakarya, 824 km uzunluğundadır. Yağış alanı 57.000 km2 olup, Eskişehir, Ankara, Bilecik,

Sakarya

illerini içine alır.

Eskişehir

’in çifteler ilçesinin Sakar Başı mevkiinden kaynak halinde doğan ırmak, Karasu ilçesinin batısında Karadeniz’e dökülür. Doğuş yerinden doğuya doğru aktıktan sonra Eskişehir,

Ankara

illeri sınırı yakınında kuzeye doğru döner. Sündiken Dağları kuzeyine kadar bu yönde akar ve batıdan gelen Porsuk Çayı ve doğudan gelen Ankara Çayı ile birleşir. Daha pekçok dereleri aldıktan sonra Beypazarı’nın güneyinden batıya döner. Bilecik tarafında kuzeye yönelir, derin boğazlardan geçerek Adapazarı Ovasına uzanır. Göksu, Karasu ve

Mudurnu Çayın

ı da aldıktan sonra

Karadeniz

Karadeniz (Bulgarca: Черно море Çerno more; Rumence: Marea Neagră; Rusça: Чёрное море Çyornoye more; Ukraynaca: Чорне море Çorne more), güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yeralan kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğuda Abhazya ve Gürcistan; güneyde Türkiye

Nehrin ve kollarının bulunduğu arazi fazla yağışlardaki taşmalarla büyük zararlar görürken, sayıları on civarında olan barajlarla, geniş ölçüde bunun önüne geçilmiştir. Sarıyer ve Gökçekaya barajları önemli olanlardır. Ayrıca kolu olan Porsuk Çayı üzerinde Porsuk Barajı vardır.

Önce İç Anadolu’ya doğru akar sonra Kızılırmak’ın tersine bir kıvrımla, kuzeye döner,

Polatlı

yakınlarında en büyük kollarından biri olan Porsuk Çayı’nı alır. Geyve Boğazı’ndan geçer ve Adapazarı Ovası’ndan akarak Karadeniz’e dökülür. Sakarya Nehri’nin Aladağ ve Kirmir sularını aldığı yerde Türkiye’nin en büyük santrallerinden biri olan Sarıyar Hidroelektrik Santrali ve Gökçekaya Hidroelektrik Santralı kurulmuştur.

Yörelere Göre Halk Oyunları;

Yörelere Göre Halk Oyunları

Türk Halk Oyunları’nın genel olarak türleri şu şekilde ayrılmaktadır:

  • Hora Bölgesi; Trakya.
  • Zeybek Bölgesi; Ege,Güney Marmara,İçbatı Anadolu.
  • Teke Bölgesi; Göller Yöresi, Batı Akdeniz.
  • Kaşık Oyunları-Karşılama Bölgesi; Konya Bölümü, Batı Karadeniz, Güney Marmara, Doğu Akdeniz.
  • Horon Bölgesi; Orta ve Doğu Karadeniz.
  • Halay Bölgesi; Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri, İç Anadolu’nun Doğusu.
  • Bar Bölgesi; Kuzeydoğu Anadolu.
  • Kafkas Bölgesi; Kuzeydoğu

Halk Oyunu Nedir;

1295103155

Halk Oyunu (Özet) : Halk oyunları, “Ait olduğu toplumun kültür değerlerini yansıtan; bir olayı, bir sevinci, bir üzüntüyü ifade eden; kökeni din ve büyü ile ilgili (majik ve kültik) olan; müzikli (bir müzik aleti eşliğinde veya müzik aleti olmaksızın, el , ayak gibi organlarla tempo tutarak) olarak, tek kişi veya gruplar halinde icra edilen; ölçülü ve düzenli hareketlerdir.”


Halk Oyunu (Detay)

Halk oyunu hareket ve müzik olmak üzere iki ayrı öğeden oîuşmuş bir bütündür. “Düzgün ve birbirine benzeyen ritmik hareketlerin uyumlu bir biçimde ortaya konulmasından oluşan oyun”, nadiren müzik eşliği olmaksızın belli bir ritme bağlı olarak da meydana gelebilir. Hareket bir bütün olarak temelini ayaktan başlatmak üzere, vücut ve kollara kadar uzanır. Vücut bölümlerinin uyumlu hareketleri kadar, grubun uyumlu hareketlen de estetiği yaratır. Hatta bazen bir bakış bir duruş bile estetik bir ifadedir. Musikide, estetiğin sesle ifadesi ve desteklenmesidir.

Özetleyecek olursak, kavram olarak halk oyunu; göze ve kulağa hoş gelecek tarzda düzenlenmiş, ölçülü ve dengeli hareket yoluyla, estetik bir etki ve heyecan yaratan, çoğunlukla, ses birimlerinden nadana gelen anonim halk müziği ile desteklenmiş, hareket ve müzik bütünleşmesi dir.


Detay; Krimitif din ortamında doğan ve şekillenen hareket serileri ve montlar, anonim ifade etme gücü noktasında değer taşımaktadır. Bu temel etmenlerin bütünleşmesinden oluşan halk oyunları da anonim bir nitelik taşır. Çünkü dinsel ayinlerdeki şekillerin kirimitif toplumun ortak hareket senbolleri olmaları, somut anlamlar ifade etmeleri dansın kaynağı durumundaki bu hareket serilerinin anonim bir değer taşımasına neden olmuştur.

Aslında kökeni insanlığın dille anlaşma sürecini yaratmadan öncesinde şifre hareketler şeklinde kendini, dileğini ve tabiat olaylarını ifade etmek üzere kullandığı hareket seviyeleri ortak anlaşmaya yaradığı için yoplumca ortak yani anonim olarak üretilmiş, imaj kazandırılmış imlerdir.

Tarihin akışı içerisinde folklor ve kültürün kaynağı durumundakif ulusal dinlerin toplumlarca değiştirilerek yeni dinleri kabul etmesi somut anlamlar taşıyan haraket serilerinin bu özelliklerinden sıyrılarak soyut hareketlere dönüşmesine neden olmuştur. Ancak gelenek bu farklılaşmalara rağmen hangi olayların ve temaların hangi dinlerle ve hareket serileriyle karekterize edileceği konusunda, etki gücü koymuştur.Benzeri olaylar benzeri hareket gelenekleri ile ifade edilerek yeni ihtiyaçlara cevap vermiş, eski hareket temaları benzeri yeni olayları canlandırır olmuştur.

Halk arasında hoş vakit geçirmek için yapılan eglendirici, güldürücü, şaşırtıcı gösteriler (karagöz, kukla, orta oyunu,vs ); danslar (halay,zeybek,bar, horon,vs ); dikkate dayalı tesadüfe dayanan yarışmalar (dama,yüzük,cirit,vs) hepsi halk oyunlar kavramı içerisindedir. Ancak halk oyunları kavramı artık hemen her yerde Anadolu Halk Danslarını karşılamak üzere kullanılmaktadır.

Halk Oyunlarının Ortaya Çıkış Nedenleri

a-Doğal olayların etkisiyle
b-Taklitler yolu ile oluşan danslar
c-Savaş dansları
d-Aşk dansları
e-Dini danslar
f-Hasat ve üretim ile ilgili danslar
g-Meslek dansları

Hiçbir kültür olayı, tüm gelenek ve görenekleri bir yumak gibi etrafına sarıp toplayan halk oyunları kadar ait olduğu toplumun ulusal duygularını yansıtamaz ve onlar kadar toplumsal bağları pekiştirip kuvvetlandiremez.

Düşünce ve duyguların insan vücudunu hareketleriyle anlatılması demek olan dans yada oyun, ilk insan kültürünün merkezinde bulunuyordu.Dinsel anlayışlar alınyazıları, evren hakkindeki düşünceler, istekler, sevgi, aşk,kahramanlık duyguları, sıla hasreti,sevinç, bereket, bolluk, hüzün, afet, felaket gibi olaylar hep oyunlarla anlamlandırılıyor.Hep onunla canlandırıyordu.Bugünde halk oyunlarının müzik ve şiir gibi sanat olaylarında ayrı düşünme olanağı yoktur.Bugünde dansın bulunduğu her yerde düğün ve dernekten asker uğurlamasına kadar varan çeşitli tören ve toplumsal olayları görmek mümkündür.Bugünde halk dansları, halk sanatlarının en başında yer almaktadır.

Bilindiği gibi Türk Halk Oyunları yurdumuz üzerinde çeşitli bölgelerde, çeşitli tür ve biçimde ,değişik genel isimler altında ve guruplar halinde görülmektedir. Bölgelere, yerel örf ve adetlere göre büyük ayrılıklar gösteren halk oyunları (dansları), birçok bakımdan ayrımlara tabi tutulabilir. Mesela tek kişilik oyunlar veya takım oyunları diye sınıflandırabiliriz. Bunlarında yalnız erkeklerin veya kadınların yada kadın-erkek oynanan oyunlar diye ayırmak mümkündür. Kapalı ve aöık yerlerde oynanmaları da bu oyunlaarın bir özeliğini teşkil eder.

Çok değişik özelikler gösteren oyunları ortak noktakarına göre bazı adlar altında toplamak mümkündür. Halay, bar, karşılama, zeybek, mengi, bengü, horon, kaşık oyunları, bıçak oyunları gibi. Bunların dışında çengi, köçek , çiftetelli gibi kapalı yerlerde daha çok profesyonel oyuncular tarafından oynanan meclis oyunları, birde Mevlevi semai, Bektaşi Alevi Semai gibi dini karekterli olan oyunlarda vardır. Hangi bölgede olursa olsun bu dansları ana özelliği “toplu hareket”, bir güzel işi beraber yapma, bir güzel sonuçu beraber kutlama gibi sosyal eğitim alışkanlıklarını vermesidir.